Haber

Bingöl’de Zazaca propagandası yapan Yeşil Sol Parti adayı: Cemile Turhallı Balsak

Fırat Bulut

BİNGÖL – 14 Mayıs seçimlerine sayılı günler kala partilerin ve milletvekili adaylarının çalışmaları hız kazandı. Yıllardır AK Parti’nin kalesi olarak nitelendirilen Bingöl’de Yeşil Sol Parti ikinciliğe avukat Cemile Turhallı Balsak’ı aday gösterdi.

Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu’ndan istifa ederek Bingöl’den milletvekili adayı olan Balsak’ın en dikkat çekici özelliği seçim faaliyetlerini Zazaca yürütmesidir. Balsak’ın seçmenine Zazaca hitap etmesi Bingöl’de siyasetin dilini de değiştirdi. Yeşil Sol Parti dışındaki partilerin adayları da propagandalarını Zazaca yapmaya başladılar.

193 bin 471 seçmenle meclise 3 milletvekili göndermeye hazırlanan Bingöl’de Yeşil Sol Parti en az 2 milletvekili çıkarmayı hedefliyor. Cemile Turhallı Balsak ile Bingöl için planlarını ve kadın aday olarak yaşadıklarını konuştuk.

Balsak seçim çalışmalarını Zazaca yürütüyor.

‘Kadın Olarak Görev ve Sorumluluklarımı Yerine Getirmek İçin Aday Oldum’

Neden milletvekili adayı oldunuz?

Demokratik siyasi çaba ezilen, sömürülen, her türlü ayrımcılığa maruz kalan ve günümüz koşullarında sonuç alma imkânına sahip olan Kürtler için değerli bir çaba alanıdır. Bu uğraş alanında Kürtlerin herhangi bir rütbesi ve makamı yoktur. Bir misyonu ve sorumlulukları vardır. Selahattin Demirtaş, İdris Baluken, Gültan Kışanak, Leyla İnanç, Sebahat Tuncel gibi yüzlerce yoldaşımızın cezaevinde bulunduğu durum her şeyi anlatıyor.

Meclis kanun yapma merciidir. Yasama sürecinde yasa koyucu olarak yer almanın değerini açıklamama gerek yok. Ayrıca ben bir kadınım, kadınların kanun koyucu olarak iradesini beyan etmesi, haklarını kullanması, misyon ve sorumluluklarını yerine getirmesi gerekiyor. Bir kadın olarak misyon ve sorumluluklarımı yerine getirmek için aday gösterildim.

Bir hukukçu olarak tüm bunlara katkıda bulunabilirim. Ayrıca Bingöl’ün ve bölgemizin sancılı sorunları var. Bunlardan ilki yoksulluktur. Devletin yürütme organlarındaki temsil yetkimizi kullanarak tarım, hayvancılık, ormancılık, turizm, bal üretimi gibi birçok projeyi hayata geçirme şansımız olacak.

Neden Yeşil Sol Parti’den aday oldunuz?

HEP’in devamı niteliğindeki Yeşil Sol’un 34 yıllık bir ömrü ve pratik tarihi var. Partimle aynı yaştayım. Bu yelpaze içinde büyüdüm ve şekillendim. 90’lı yılların o zor günlerinde ailem HEP, DEP ve HADEP’in her türlü faaliyetlerinin kurulmasında ve sürdürülmesinde görev aldı. Benim için sadece programını ve unsurlarını bildiğim bir parti değil. Ben onun ruhuyla büyüdüm. Böyle bir ortamda büyümek, bireylerde ahlaki ve kültürel bir duruş da oluşturur. Kişinin karakteri haline gelir. Bırakın başka bir partiden aday olmayı, böyle bir düşünceye sahip olmak bile bana garip geliyor.

Ayrıca bir yapı içerisinde aynı niyet kriterlerine ve manevi yapıya sahip olmak insanda özgüven ve aidiyet duygusu oluşturur. Çalışma azmi insanı hem harekete geçirir hem de devamlılık sağlar. Bu benim için verimli ve yaratıcı bir çalışma alanı demek.

Balsak, Bingöl’de kadın aday olmanın dezavantaj değil avantaj olduğunu anlattı.

‘SİSTEMİ MONTAJA GİTMEDEN DEĞİŞTİRMEYE BAŞLADIK’

Seçim çalışmalarını anadilinizde yaptığınızda nasıl karşılanıyor?

Doğrusu ilk başta şaşırdım. Seçim dairesi açılışında ana dilimle yaptığım konuşma milletin kulağına adeta kar yağdırdı. Ben konuşurken herkes şaşkınca bana baktı. Doğrusu ben de şaşırdım. Yaptığım şey çok doğaldı. Ancak Bingöl halkı bu doğallığı kamusal alana taşımaya alışkın değildi. Kısa sürede bu karışıklık ortadan kalktı. Diğer partilerin adayları da seçim kampanyalarında Zazaca konuşmaya başladılar. Daha Meclis’e gitmeden sistemi değiştirmeye başladık. Arada ben de bir şeyler öğrendim. Beklenmedik olanı özgüvenle yapmak insana geniş bir hareket alanı açar.

14 Mayıs seçimlerini iktidar ve muhalefet açısından değerli kılan unsurlar nelerdir?

14 Mayıs’ta yapılacak olan sadece bir seçim değil, yüz yıllık vahşi rejimin oylamasıdır. AKP-MHP iktidarı bu asırlık iktidarın en ırkçı, ayrımcı, şovenist ve en gerici iktidarıdır. Düşünün, Dersim Alevilerinin “Üzerlerine gaz dökün yakın” diyen bir evladı, “Ben Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olacağım” tezini ortaya atıyor ve bu tezle halk arasında karşılaşılıyor. toplum. Bu durum bize Türk toplumunun çağdaş ve insani değerlere açık olduğunu göstermektedir. “Ben Kürdüm” demenin adeta darağacında sallanmak, seçimlere “Kürt” olarak girmekle eş tutulduğu bir süreçten geçiyoruz.

Bu, eşit ve onurlu vatandaşlık idealimizi hem sosyal hem de politik olarak gerçekleştirmenin bir yeri olduğunu gösteriyor. Hem bu temeli değerlendireceğiz hem de bu çağdaş anlayışı başta Türk toplumu olmak üzere tüm Türkiye halklarına taşıyacağız. Birlikte değişeceğiz sözü bizim için sadece iktidar değişikliği anlamına gelmiyor. Aynı zamanda toplumu ve siyasi yapıyı değiştirmeyi de öngörür. Bu nedenle 14 Mayıs seçimleri büyük önem taşımaktadır.

‘KADIN OLMAK DAHA BÜYÜK AVANTAJ’

Bingöl’de kadın aday olmanın zorlukları var mı?

Kadın siyasetçi olmanın bir dezavantaj olduğunu düşünmüyorum. Bu nedenle avantajlarından bahsetmek istiyorum. Hanımefendi her toplumun kültür ve duygu aktarıcısıdır. Kadınlar, Kürt toplumunda ve özellikle Bingöl halkı için güçlü bir figürdür. Aslında, hanımefendi yeterli bir toplum mühendisidir. Bayan aracılığıyla topluluklara ve aile üyelerine ulaşmak daha kolaydır. Kadın olmak, güçlü, kararlı ve kendi kültürel değerlerine sahip çıktığınız görüldüğünde daha büyük bir avantaj haline gelir. Mesela beni Kürt milli kıyafeti içinde görünce ‘İşte kızımız geliyor’ diyorlar, gurur duyuyorlar ve gülümsüyorlar. Tekrar veya anadilimizde konuştuğumuzda onları daha çok tatmin ediyor.

Genel olarak Kürt toplumu ve özel olarak Zazalar aslında laik bir toplumdur. Tarihsel süreçte ve toplumsal yapıda kadın her zaman etkili olmuştur. Buna kendi ailem dahil onlarca örnek verebilirim. Bazil Nikitin’in sözleriyle ‘Kürtler yarı ve gizli anaerkil bir toplumdur.’ Kürtler içinde daha çok Zaza/Kırt toplumu için bu tespitin geçerli olduğunu düşünüyorum. Mesela ben profesör olan Mele Hafız’ın torunuyum. Ailemizde kadın erkek ayrımı yoktu. Kızlar ve erkekler bire bir odada eğitim gördü. Bu durum tüm Bingöl için geçerliyken özellikle 12 Eylül’den sonra Bingöl ‘özel uygulama’ kapsamına alındı. Türk-İslam sentezine sahip bir toplum oluşturulmaya çalışılmıştır. Ne yazık ki, bu büyük ölçüde başarıldı.

Örneğin seçim çalışması için gittiğimiz bir ailede bir kadın bize “Kadının yöneticilik yapması haramdır” diyebilir. Diyorum ki, “Ayet-i Kerime’de bu yazıyor mu? Bakın, Peygamberimizin eşi Hz. Aişe görev almış.” Ancak ezberlediklerinden vazgeçmez.

Yani ithal din ve kültürle gelen bir zorluğumuz var. Ama toplumun kültürel kodlarına güveniyorum. Biz zaten böyle bir hava üfledik.

Kadınlarımızın hayatın her alanında karşılaştığı o kadar çok sorun var ki. Her gün, her dakika kadın cinayetlerini ve kadına şiddeti yaşıyoruz. Düşünmek; Bingöl il merkezinde kadınların kullanabileceği bir tuvalet bile yok. Yıllardır Bingöllü kadınlar her alanda olduğu gibi Meclis’te de erkekler tarafından temsil ediliyor. Bunu da değiştirmeye kararlıyız.

“HALKIMIZA VERDİĞİMİZ SÖZLERİMİZ VAR”

Seçilirseniz, sizin için en önemli öncelik ne olacak?

O kadar çok sorunumuz var ki nereden başlayacağımı bilmiyorum. Öncelikle bu ülkenin onurlu ve eşit bir vatandaşı olmak için hem Meclis’te hem de toplum nezdinde geniş ve kapsamlı bir çalışma yürüteceğiz. Çok iyi biliyoruz ki biz fakiriz, sefalet içinde yaşıyoruz çünkü bu ülkede hak, hukuk ve adalet yok, halka karşı haksız ve hukuksuz bir savaş yürütülüyor.

Dolayısıyla çalışmalarımız iki kol şeklinde ilerleyecektir. Önce bu ülkede savaş ve zulmün sona ermesi, hukukun üstünlüğüne ve onurlu vatandaşlığa dayalı bir sistemin kurulması için çalışacağız. İkinci olarak, insanların kendi emekleriyle yaşayabilecekleri ve üretebilecekleri bir maddi ortam yaratmak için yatırım projeleri geliştireceğiz.

Tabii bir de halkımıza verdiğimiz sözler var. Kendi kültürlerini yaşamaları ve ana dillerinde eğitim almaları için önümüzde çok görev var.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu